Muazzez İlmiye Çığ gerçekleri ortaya çıkıyor: Akademisyen mi kütüphane memuru mu?


19.11.2024 12:51

Muazzez İlmiye Çığ gerçekleri ortaya çıkıyor: Akademisyen mi kütüphane memuru mu?

Muazzez İlmiye Çığ’ın Sümerolog olduğu iddiası tartışılıyor: Gerçekten akademisyen miydi yoksa popüler bir yorumcu mu? Çığ’ın mirası, Sümer dili ve çivi yazısı üzerine yaptığı çalışmalarla mı anılmalı?

Şeker Gayrimenkul

Muazzez İlmiye Çığ, 1936'da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji Bölümü’nden mezun oldu. Ancak, bir “akademisyen” ya da “profesör” değildi. Lisans mezunu olan Çığ, master veya doktora yapmamıştı. Ayrıca, akademik camiada dikkate alınan bilimsel makaleler ya da atıf alan yayınlara da imza atmamıştı.

SÜMEROLOG DEĞİL HİTİTOLOJİ MEZUNUYMUŞ

Hititoloji eğitimi almış bir isim olarak, Sümer dili ve kültürü üzerine doğrudan uzmanlaşmış biri değildi. Sümer tabletleri üzerinde yaptığı çalışmalar, transliterasyon (Latin harflerine çevrilmiş metinler) üzerinden yürütülmüş, orijinal Sümerce çivi yazısı metinlerini okumamıştı.

Muazzez İlmiye Çığ’ın popüler eserlerinden biri olan “Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni”, oldukça ses getiren iddialar içeriyordu. Bu kitap, üç büyük dinin kutsal metinlerinin, Sümer mitolojisinden etkilendiğini savunuyordu. Ancak, eserlerindeki iddialarını destekleyen yeterli akademik veri sunmadığı eleştirileri, akademik çevrelerde yaygın.

Çığ, Sümerlerin modern Türklerin ataları olduğu fikrini öne sürüyordu. Bu görüş, dönemin ideolojik atmosferinden etkilenmiş olabileceği yönünde yorumlara yol açtı.

Çığ’ın eğitimi sırasında önemli bir etkiye sahip olan isimlerden biri, Nazi Almanyası’ndan Türkiye’ye göç eden Yahudi kökenli tarihçi Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock idi. Guterbock, Hititlerin ve Sümerlerin, Türklerin ataları olduğunu savunan tezler geliştirmişti. Muazzez İlmiye Çığ da bu ideolojik temelden etkilenmişti.

AKADEMİSYEN Mİ KÜTÜPHANE MEMURU MU?

Muazzez İlmiye Çığ, İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi’nde, Sümer ve Hitit tabletlerini sınıflandırma, indeksleme ve arşivleme görevlerinde bulunmuştu. Ancak, bu çalışmalarda çeviri yapmadı; tabletlerin çivi yazılarından orijinal metinlere dayalı analizler sunmadı.

Dünyaca ünlü Sümerolog Samuel Noah Kramer, “Tarih Sümer’de Başlar” isimli eserinde, Çığ’dan bir “müze memuru” olarak bahsetti. Kramer, Muazzez İlmiye Çığ’ı Sümerolog olarak nitelendirmedi, zira Çığ’ın görevi yalnızca tabletlerin arşivlenmesiyle sınırlıydı.

Muazzez İlmiye Çığ’ın eserlerinde, Sümerlerde başörtüsünün fahişeler tarafından takıldığına dair iddiaları, yıllarca gündemden düşmedi. Kaynak Yayınları tarafından basılan bu eserler, çeşitli çevrelerde yoğun eleştiriler aldı.

Kutsal kitaplarla Sümer mitolojisi arasındaki bağları iddia eden eserleri, muhafazakâr kesimde tepkiyle karşılandı. Bu iddialar, akademik bir temelden çok popüler bir bakış açısıyla tartışıldı.

Muazzez İlmiye Çığ, gerek savunduğu ideolojik tezler, gerekse popüler çalışmalarıyla farklı kesimlerce yorumlanmaya devam ediyor. Sümerolog olmamasına rağmen, kültür ve tarih çalışmalarına olan katkısı inkar edilemez. Ancak, akademik dünyanın Çığ’a bakışı, halktaki popüler algısından çok daha eleştirel bir çizgide kalmıştır.

Yorum Yaz